Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Açılan Sandık Sayısı:9, Sayılan Patates Miktarı: 2.5 Kg.

Son iki grup sandık kalmıştı açmadığım. Sabırsızlıkla, büyük bir merakla bekliyordum buradaki patateslerimi çıkartmayı. Daha önce ilk grup sandığı sabrım taştığı için acele edip erken devirmiştim bu nedenle beklediğim kadar ürün alamamıştım.

Tamam da bekle bekle nereye kadar? Gençlik geldi geçiyor, Ya Allah Bismillah deyip vardım sandıkların başına. Zaten vakti gelmiş olmalı ki artık yapraklar da sararmaya başlamış.

Yapraklarından çekip sökünce hemen toprak yüzeyinin altında gördüm kocaman bir patatesi. İyi dedim bu sefer oldu herhalde diyerek devirdim 3 sandığı da.

Bizim hanımla OğulMonk hemen üşüştü devrilen sandıkların içinden çıkan toprağın başına, bir çocuğun yere düşürdüğü lolipopa üşüşen karıncalar gibi. Sonra hep beraber eşeledik toprağı, bulduk patatesleri toprakta büyük bir keyifle…



İlk üçlü sandıktan bu kadar patates çıktı.


Bu iş sandığımızdan (yani zannettiğimizden) daha keyifliymiş. Son üçlünün başına geçip de yaprakları kaldırınca kocaman bir patates daha göründü burada.

Sezon başında bir patatesi ikiye bölüp yarım yarım koymuştum sandıkların dibine. Yani her üçlüde 2şer kök vardı. Bunlar büyüdükçe üzerlerine toprak ilave ede ede 3 kat çıkmıştım, önceki yazılarımı okuyanlar hatırlayacaktır. Daha sonradan aşırı sıcaklarda sulamayı unuttuğum bir dönem bunlardan birer tanesi kavrulmuştu. Fakat son sandıkta gördüğüm bir filiz “çıkmadık canda umut vardır” atasözünü hatırlattı bana. Demek ki sandığın dibindeki yumrular hala bir umutla kafayı dışarı çıkarmayı denemiş ve bir tanesi bunu başarmış.

Fakat katları hızlı çıktığı için arada yumrular oluşamamış.


En üst sandıktaki patatesleri topladıktan sonra orta kattakini kaldırıp yan yatırdım. Alt kat ile orta katın arasına sıkışmış bir patates bize bakıyordu burada.

Görünenleri topladıktan sonra sandığı kaldırdım. Kurumuş toprak kalıp halinde çıktı zaten. Kenarda bekleyen karıncalar yeniden saldırdı toprağa.



Elindeki kürekle toprağı karıştırmakta olan Kutsal Hazine Avcısı OğluMonk da buldu bir tane.

Sonunda tüm toprağı elimizle ince ince eleyip karıştırarak tüm patatesleri topladık. Aşağıdaki fotoğraflarda da görülebileceği gibi irili ufaklı olmak kaydıyla toplam 1825 gr. hasadımız oldu. Bunlardan en büyük iki tanesi 774 gr. geldi.



Bu iri patatesleri birer tane olarak sandık gruplarının en üstlerinden aldım. Anladım ki acele etmeyip, bitki iyice büyüdükçe dibine toprak ilave edip her katı yavaş yavaş çıksaydım belki de her katta böyle iri iri patatesler olacaktı.

Bu sene ilk denememdi, seneye inşallah daha tecrübeli olarak devam edeceğim yetiştirmeye. Zaten ne demiştik, amaç çuval çuval patates yetiştirmek değil, kendi kendime bir şeyler üretebilmekti. (Atma BabaMonk, her gruptan bir çuval çıksa daha iyi olmaz mıydı? Komşulara da söz vermemiş miydin bu kış patatesler bizden diye?) Neyse bu kısmı geçelim; çık aradan iç ses!

İlk devirdiğim üçlü sandıktan 631 gr. patates ancak çıkmıştı. Sonuç olarak ben bu sezon toplamda 2466 gr. patates yetiştirebildim. Hâlbuki ilhamını aldığım sitede vaat edilen 50 kg.’dı. Artık seneye…

Patatesler sarı sarı, lekesi beresi yok, şekilleri de düzgün. Tadına bakmak için taze taze hemen çipuranın yanına attık birazını, sürdük fırına.



Ertesi gün de tadını daha iyi alabilmek için sade patates yemeği yaptı hanım bir de. Yalanım yok, kendim yetiştirdim diye demiyorum; “Ben böyle lezzetli patates yemedim arkadaş!”.

Bu da belgesel filmi:


 Sağlıcakla…

2010'un son bahçe biberleri

Bu hafta sonu bahçeyi tamamen temizledim. Bahçemde naneden başka dikili bir sebzem kalmadı. Sadece sandıktaki patatesler ve borudaki çileklerden direnen bir tanesi duruyor. Patatesler de bu hafta sonunu bekliyor gün yüzüne çıkmak için.

Bunlar bahçemden topladığım son ürünler.

Bahçeyi bozduk da peki kış boyunca boş mu duracak? Dediler ki kışlık marul dikilebilirmiş. Ne demiştik, "durmak yok yola devam". Viyollere kışlık marul tohumlarını ektim. Filizlenip biraz boy atınca toprağa aktaracağım. Olursa olur olmazsa sağlık olsun; hiç olmazsa denemiş olurum.



Aslında viyollerden önce bir peynir kutusuna biraz marul tohumu serpmiştim. Onlar da 4-5 gün içerisinde çıkmışlar ama birden boy atmışlardı. Güneş eksikliğinden olsa gerek çok hızlı büyüdüğü için gövdeleri zayıf kaldı. Açıkçası hoşuma gitmediği için yeniden, bu sefer viyole ektim. İnşallah bunlar benim küçük seramda daha iyi olurlar.

Hazır sera sezonuna geçmişken bir de şişen tabletlerde bir şeyler deneyeyim dedim.
Kuru tabletin ortasındaki çukurlara tohumları koydum. Bunlar mazı ve mavi ladin tohumları. Belki daha çabuk çıkacak bir tohum koysam daha iyi olabilirdi; neyse onlar başka bir zaman.
 Dibine su ilave ettim.
 4-5 dakika sonra, suyu emdikçe şişmeye başladılar.
 10 dakika kadar sonra bir hayli büyüdüler.

Artık suyu ememez hale geldiler. Bu durumdaki boyları fotoğraftan görülebilir. Kutunun içindeki 2 misket tanesi ise bir saksının dibinden denemek için aldığım hydroton. Suya olan tepkisini merak ettim.


Esen kalın.

Sayfamdaki yazılar kaynak gösterilerek ve bu sayfanın adresi verilerek kullanılabilir.

Sayfamda bazı yazılarımda bahsetmiş olduğum yöntemler kendi öğrendiklerimi, denediklerimi paylaşmak amacıyla yazılmıştır. Yapılan denemelerin sonuçları da yine burada paylaşılmaktadır. Tarif edilenlerin yanlış/eksik uygulanması, yazı dizilerinin tamamının okunmaması, vb herhangi bir nedenden dolayı istenmeyen sonuçlar elde edilmesi, beklenen sonucun elde edilememesi ve/veya karşılaşılabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumlu tutulamayacağımı bilgilerinize sunarım.

Kaynak belirterek ya da belirtmeden kullandığım yazılarımdan dolayı herhangi bir rahatsızlık duyan, haksızlığa uğradığını düşünen beni haberdar ettiği zaman ilgili yazıyı yeniden gözden geçireceğimi, şikayetinde haklıysa yazıda gerekli düzeltmeyi ivedilikle yapacağımı taahhüt ederim.
-=(RaideR)=-

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | ReviewSilo - Reviews for e-Shopping