Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Bahcede Haftasonu...

Bu hafta sonu cevizler yerinde duruyor mu, sincaplar hepsini topladı mı diye bakmaya ve bu sıcaklarda susuzluktan ölmesin diye sulamaya Mayıslar'daki bahçeme gittim yine. Havalar çok sıcak olduğu ve Ramazan ayında olduğumuz için büyük sıkıntı çekmemek için sahurun serinliğinde düştük yola. Bir saatte varıyoruz bahçeye. Her zamanki gibi zeytinlerimi damacanalarla ve cevizleri de jeneratör+dalgıç pompa düzeneği ile suladık annemle beraber.

Ah şu sincaplar yine yemişler cevizlerimi, çok azını bırakmışlar bize. Biz de bir dahaki gidişimizde bunları da bulamayız diye daha vakti gelmeden kalanları toplamak zorunda kaldık. Yaklaşık 3 kg geldi sağlamları. Bu sincaplara (belki de kuşlara) bir çözüm bulamazsam bizim bu bahçeden ceviz yiyeceğimiz pek mümkün görünmüyor maalesef :(


Dönüşte yine yakalandık bizim akrabalara ve yine ısrar ettiler bahçelerinden domates biber toplamamız için.

Zaten eksik olmasınlar konu komşu, eş dost yesin diye dikmişler biber, domates, patlıcan, kavun, karpuz vs. leri. Biberler öyle bir çoğalmış ki yapraktan çok biber var hem de çeşit çeşit. Cherryler salkım salkım. Pembeler ortalama yarımşar kilo gelir. Patlıcanlar dalında kalmış, çoğunun vakti geçmiş. Biz toplayabildiğimiz kadarını topladık, 3-4 poşet dolusu yaklaşık bir çuval kadar. Kendileri de toplamakla bitiremedikleri için daha da pek çoğu dalında kaldı. Belki de çoğu çürüyüp gidecek öylece. Ziyan olmasın derseniz bahçenin yeri tam şurası, yolu oradan geçenler uğrayıp alabilirler istedikleri kadar.


Kırmızı biberleri fırında kuruttuktan sonra rondodan geçirip pul biber yapacağım. Kırmızı biberler de çeşit çeşit. Sivrisi var, üçgeni var, yuvarlağı var. Yuvarlak ve üçgen gibi olanlarından birer tanesini tohumluk olarak ayırdım. Seneye kendi bahçemde de yapacağım.




Kendi evimin önündeki küçük bahçemde de güzel haberler vardı bu hafta sonu. Mesela ayçiçeğinin kellesi kocaman olduğu ve artık gövdesi taşıyamadığı için kestim.
Çekirdeklerin dizilimindeki altın orana dikkat.

Bir de saksıdaki, perlite diktiğim patlıcanlarımdan birisi nihayet bir meyve vermiş. Zavallılar küçücük saksı içinde yaşam mücadelesi veriyorlar. Ben bir de fasulye sokuşturmuştum araya, o da çıkmış; kol atmaya başlamış. Derin olmadığı için kökler hep yatayda büyümüş, saksınının içinde perlitin her yerini sarmışlar. Buna rağmen bir de patlıcan yapmaya başlamış, çok sevindim.




Olur da büyürse perlitte yetiştirebildiğim ve tadına bakabildiğim çilekten sonra ikinci meyve/sebze olacak bu patlıcan.


Her şey gönlünüzce olsun, esen kalın.
.

Günlük mahsülüm

Hemen hemen her gün mahsul alıyorum küçük bahçemden; ama az ama çok. Dalından kopardığım, taze taze soframa koyduğum domatesin, biberin tadı bambaşka. Gerçek tatlarını alıyorum yediklerimin. Hele hanım, ayıptır söylemesi,  patlıcanla geçen gün bir karnıyarık yaptı amman amman, nefisti...

Günlük hasılat (muz marketten, araya karışmış)

İki gün ara verdikten sonra topladım, net 3820gram
Pembe domateslerin kokusu da tadı gibi bir başka oluyor.


Bizim şirketin bahçesinden 2 - hasat zamanı

14 Temmuz 2010 tarihli "Bizim şirketin bahçesinden" başlıklı yazımda iş arkadaşlarımı bahçede bir şeyler yetiştirmeleri konusunda dolduruşa getirmiş ve "Hadi bakalım dalından koparıp yemek de nasip olur inşallah." demiştik. Epey yol katetmiş görünüyorlar...
Bahçenin ilk hali

Bahçenin şimdiki halinden bir kare


Afiyet olsun, herkes kendi tuttuğunu pardon yetiştirdiğini yesin...

Esen kalın.

Bukaşi (Bokashi) Kullanımı

BUKAŞİ (BOKASHI) KULLANIMI

"Bukaşi (Bokashi)Yapımı" başlıklı yazımın devamıdır.

Evde hazırlamış olduğumuz bukaşi aşılayıcı ile evsel atıklarımızı çok verimli ve faydalı gübreye dönüştürebiliriz. Aslında doğa bu işi zaten bir döngü içerisinde gerçekleştirmekte. Çevrenize bir bakın, ağaçlardan dökülen yapraklar, çöpe atılmış çürümeye bırakılmış meyve ve sebzeler, kesilmiş çimler vs. bir müddet sonra toprağa karışıp gidiyor. Toprak toprağa, küller küllere… Topraktan gelen toprağa karışıyor, kural böyle yazılmış, denge meselesi. Biz bu dengeyi bozacak bir şey yapmıyoruz sadece doğanın bu işi hızlandırması için yardımcı oluyoruz. 

Bukaşi aşılayıcının içerisindeki çok çeşitli ve milyonlarca faydalı mikro organizma, evsel atıklarımızı çürüterek toprağa karıştırmak için çalışacaklar. Nasıl mı? Öncelikle evsel atıklarımızı biriktirebileceğimiz kova gibi bir kap temin etmemiz gerekir. Bu iş için piyasada özellikle de yurtdışında çok fazla hazır ürün var. Türkiye’de de bulabildiğim kadarı ile sadece “Yeşil Adım” firması bu işe el atmış durumda. Gerekli kovayı az bir çaba ve el becerisi ile kendimiz de hazırlayabiliriz. Ben öyle yaptım. İşte aşamaları:
  • Önce evimizde koyacağımız yere uygun büyüklükte bir kova alıyoruz.
  • Dibine bir musluk takmak gerekiyor. Çünkü atıkların kendisinden gelen ve çürüme sırasında ortaya çıkan bukaşi sıvısını buradan alacağız.

  •  Kovanın dibinde bukaşi sıvısının birikmesi için biraz boşluk bırakmak gerekiyor. Bu nedenle en alta bir parça izolasyon malzemesi koydum, yükselti yapması için.
  •  Kovanın dibine koyacağımız makarna süzgeci suyun dibe süzülmesini sağlayacak.
Kovamız hazırsa bukaşi yapımına hemen başlayabiliriz. Öncelikle kovanın en altına bir miktar bukaşi aşılayıcı dökelim. Daha sonra evsel atıkları üzerine dökelim. Eğer elimizde çok az atık varsa, başka bir kapta biriktirip büyük kovaya öyle aktarmak daha iyi olur. Ortalama bir evden çıkan 2-3 günlük atık kovaya bir kerede koyulacak malzemeye denk gelecektir.  Atıklar için dikkat edilmesi gerekenleri de şöyle sıralayabiliriz:
  • Kesinlikle çürümemiş olmalı. Zaten bir çürüme süreci başlamışsa çok büyük ihtimalle zararlı organizmalar barındırmaktadır. Bunları keserek ya da tamamını atarak ayırmak gerekir.
  • Plastik, metal gibi parçalar içermemeli.
  • Temizlik malzemesi, ilaçlar gibi kimyasal maddeler içermemeli.
  • İnternette bukaşi yapmak için karışıma et, kemik parçaları, balık kılçığı, süt ürünlerinin artıklarının da kullanılabileceği belirtilmekte. Şahsen ben yoğurt suyu ve midye kabukları attım. Diğerlerini karıştırmadım.
Bukaşi kovasına döktüğümüz atıkların üstüne de bir miktar bukaşi aşılayıcıdan serpelim ve iyice karıştıralım. Atıkların suyunu süzmek ve hacimden kazanmak için üstten bastırarak sıkıştıralım. En üste bir tabak, kapak ya da poşet koyup üzerine ağırlık konabilir. Kovanın kapağını bir sonraki ilaveye kadar sıkıca kapatalım. 2-3 gün sonra atık ilave edeceğimiz zaman yine aynı işlemleri tekrarlayalım.







Zaman zaman dipte birikmiş bukaşi sıvısını musluk yardımıyla boşaltmak gerekir. Bu sıvıda da faydalı mikroorganizmalar ve minareler mevcuttur. 1:50 – 1:100 oranında seyrelterek bitkilere verilebilir. Elde edilen bukaşi sıvısı bir yerde depolamaya gelmez, bir an önce kullanmak gerekir. Kokusu çok ağır ve kötüyse bitkilere vermeyin, lavaboya ya da tuvalete dökebilirsiniz.  Bu sıvı lavabo fayans, tuvalet temizliğinde de rahatlıkla kullanılabilir. Genellikle hoş bir kokusu vardır. Kendi kokusunu yaydığı gibi kötü kokulara neden olan bakterileri yok ederek kötü kokuları da yok eder. Marketlere yeni yeni girmeye başlayan enzim içerikli organik temizleyicilerin de içeriğinde faydalı mikroorganizmalar ve enzimler vardır.

20-30 günün sonunda ya da daha basitçe bukaşi kovası dolduğunda artık karışımı toprağa karıştırarak kullanabiliriz. Bahçenin bir şeyler dikeceğiniz yerini, dikeceğiniz bitkinin kök uzunluğuna da bağlı olarak, 30-50 cm derinlikte kazdıktan sonra karışımı buraya dökünüz. Çukuru tekrar toprakla kapattıktan 15-20 gün sonra yetiştireceğiniz fideleri dikebilirsiniz.


Eğer bahçede değil de evdeki saksılarınızda kullanacaksanız http://www.yesiladim.com/ sitesinde tarif edildiği gibi şu şekilde de kullanabilirsiniz:
  • Saksının drenajlı yani fazla suyu atabileceği delikleri olması gerekir.
  • Saksının dibine kaliteli toprak ilave edilir.
  • Üzerine ürettiğimiz bukaşi karışımı dökülür. Toprakla beraber iyice karıştırılır. 
  • Toprakta faydalı mikroorganizmaların üreyerek çoğalması için 15-20 gün kadar beklemeye bırakılır. 
  • Saksının üzerini naylonla kapatmak iyi olur.
  • Sürenin sonunda toprak üzerinde beyaz küf oluşması gayet normaldir, bunlar faydalı mikroorganizmalardandır. 





NOT: Fotoğraflar, http://www.yesiladim.com/ adresinden alınmıştır.

Sandıktaki patateslerimin yanı sıra küçük bahçemin bir köşesinde de bukaşi karışımını toprağa karıştırdığım yerde de patateslerim var. Bu patatesleri de bukaşinin farkını görebilmek için yetiştiriyorum. Buradaki toprak inşaat atıkları ile dolu, kalitesiz  bir topraktı. Sonuçları ben de merakla bekliyorum.


Önce toprağı biraz kazdım
Bukaşiyi döktüm. 15-20 gün sonra patatesleri gömdüm.

Patates bitkilerinin son durumu.


Her şey gönlünüzce olsun, esen kalın.

KAYNAKLAR:
http://www.em-naturally-active.com/Uk/index.htm
http://www.emturkey.com/
http://www.yesiladim.com/
http://www.compostguy.com/bokashi-resource-page/
http://www.seniormonthly.net/bokashi.pdf
http://www.youtube.com/watch?v=96fSXccQx9Q
http://www.bokashi.com.au/Bokashi-Instructions.htm
http://kitchengardenfoods.com/2006/02/20/bokashi/


.

Bukaşi (Bokashi) Yapımı [08 EKİM 2010'da güncellendi]

BUKAŞİ (BOKASHI) YAPIMI  [08 EKİM 2010'da güncellendi]

(Yorumlarda da görebileceğiniz gibi, EM1 konusunda bir hayli tecrübesi olan Doğasever rumuzlu doğa sever hocamın uyarısı ile yazımda bir iki yerde düzeltme ve güncelleme yapılmıştır.)

Türkçe okunuşu ve yazılışı ile “bukaşi”, ya da literatürdeki İngilizce yazılışı ile “Bokashi” Japonca kökenli bir kelime olup “Fermente olmuş organik madde” anlamına gelmektedir. Fermantasyon başka bir deyişle mayalanma ise bir maddenin bakteriler, mantarlar ve diğer mikroorganizmalar aracılığıyla, genellikle ısı vererek ve köpürerek kimyasal olarak çürümesi olayıdır.

Bukaşi, Japon çiftçiler tarafından, toprağın mikrobiyel çeşitliliğini artırmak ve bitkilere besin maddesi sağlamak amacıyla geleneksel olarak kullanılmaktadır. Genellikle çeşitli organik evsel atık maddeler, ormanlardan ve dağlardan toplanan ve içinde çeşitli mikroorganizmalar içeren topraklarla fermente edilerek elde edilir.


Tescilli bir ürün olan EM1 bol miktarda değişik türlerde mikroorganizma içermektedir. Firmanın Türkiye temsilcisinin sayfası ve ayrıntılı bilgi için bakınız: www.emturkey.com  Firmayla EM1’in son kullanıcısı olmanın dışında herhangi bir bağlantım yoktur, bunu not düşmek isterim. Burada EM1’in reklamını, iyi ya da kötü tanıtımını yapmak gibi bir çabam da yoktur. Ben sadece naçizane deneyimlerimi paylaşmak arzusundayım. Ne de olsa “Bilgi paylaşıldıkça artar” . Bu nedenle reklama girse de bukaşi yaparken kullandığım için EM1’den bahsetmem zaruridir.





Her neyse bu ara taksimden sonra devam edelim;   EM  "Effective Microorganisms /  Etkin Mikroorganizma" teriminin kısaltılmış şeklidir. EM temelde 5 değişik grup (Fototropik bakteriler, Laktik asit bakteriler, mayalar, Aktinomisetler ve küfler) mikroorganizmalardan oluşmaktadır ve doğadan toplanarak kendine özgü şartlarda üretilmektedir. EM kimyasal madde değildir ve kesinlikle gen değişimine uğramamıştır.  EM, Japonya'nın Okinava kentindeki Ryukyus Üniversitesi'nden Prof. Dr. Teruo Higa tarafından geçen yüzyılın sonlarında geliştirilmiştir.

Prof. Dr. Teruo Higa

EM1 ile yapılan bukaşi, orman ya da dağ toprağı yerine EM ile fermente edilmiş organik maddedir.  Bu yüzden, EM Bukaşi, topraktaki etkin mikroorganizmaların artırılması için önemli bir ilave maddedir.

EM BUKAŞİ ‘NİN YARARLARI NELERDİR? (EMTurkey sayfasından alınmıştır.)

Önerilen oranlarda düzenli olarak kullanıldığında Bukaşi Organik Kompost Gübre aşağıdaki yararları sağlar:

  • Topraktaki besinleri bitkilerin alabileceği şekilde açığa çıkarır. Besinler, bitki bünyesine aldıkça yavaş yavaş açığa çıkar. Böylece, besinlerin yağmur sularına karışarak ziyan olması ve yeraltı sularını kirletmesi önlenmiş olur.
  • Topraktaki mikrobiyel aktiviteyi arttırır. Toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik ortamını iyileştirir.
  • Toprağın yapısını ve su tutma kapasitesini geliştirir. 
  • İçerdiği fototropik bakteriler sayesinde bitkilerin fotosentez kapasitelerini (güneş ışınlarından yararlanma oranını) arttırır.
  • Topraktaki patojenleri ve hastalıklara neden olan zararlıları bastırır. 
  • İçindeki yararlı mikroorganizmalar, topraktaki ne yararlı ne de zararlı mikroorganizmaları yararlı mikroorganizma şeklinde işlev görmeye teşvik eder.
  • Bitkinin sağlıklı bir şekilde gelişmesini sağlar.
  • Besin değeri yüksek, dünya nüfusuna yetebilecek, daha az maliyetle daha çok üretilen güvenli organik gıdalar elde edilmesini sağlar.
  • İçindeki antioksidan maddeler sayesinde bitkilerin daha sağlıklı ve ürünlerin raf ömrünün daha uzun olmasını sağlar.
  • Topraktaki kimyasal madde ve pestisit kalıntılarını parçalar ve zararsız hale getirir.
Konumuz EM1’i ve faydalarını anlatmak olmadığı için, meraklısına bakınız Google diyerek biz “evde bukaşi nasıl yapılır, nerede kullanılır, kullansak ne olur  - kullanmasak ne olur” sorularına yanıt aramak üzere gerçekleştirmiş olduğum tecrübeyi siz değerli izleyicilerimle paylaşmaya çalışayım.

Öncelikle “Bokashi Starter” yani “Bukaşi Aşılayıcı” yapmak için gerekli malzemeler:
  • Yararlı mikroorganizmalar: Bunu topraktan, yoğurt suyundan vs. yerlerden doğal olarak bulabilirsiniz. Fakat bukaşinizin kalitesini arttırmak, daha iyi verim almak için EM1 kullanmanızı tavsiye ederim.
  • Pirinç ya da tahıl kepeği: Kepek mikroorganizmaların yaşayacağı ortam olacak. Japon profesörümüz, oralarda bol olduğu için pirinç kepeği kullanmış ama bizde de tahıl kepeği bol ve ucuz. Bu nedenle ben de yemcilerde satılmakta olan kalın kepekten kullandım.
  • Melas ya da Pekmez: Yine mi? Evet çünkü mikroorganizmalar ne yiyecek?
  • Sıcak su: En kolayı fakat bunun da bir püf noktası var. Şehir şebekesinden olmaz! Çünkü onda klor var, hayvancıkları öldürür. En iyisi mi siz ya doğal kaynak suyu kullanın ya da tulumbadan, kuyudan çekin. Hatta olabiliyorsa yağmur suyu kullanın.
  • Biraz da bildiğimiz basit hamur mayası. [Aşağıdaki Düzeltme 1'e bakınız]
  • Elinizin altında hazırda varsa azıcık da yoğurt suyu. Amman dikkat; ayran kültürü ile yapılmış ayran değil yoğurt beklediğinde dibinde biriken suyundan. Yoğurt köyden gelen sütle pastörize edilmeden ya da UHT’den geçmeden gelen süt ile yapılırsa çok daha iyi doğal olarak. Çünkü içindeki yararlı mikroorganizmalar ölmemiştir, herhangi bir katkı maddesi de yoktur. [Aşağıdaki Düzeltme 1'e bakınız]

Malzemeler birarada

Tüm bu malzemeleri topladık yanımıza aldık. Tabii ki bir de bu malzemeleri koyup karıştıracağımız bir kap lazım. Ben bizim oğlanın küvetini kullandım. (Amman bizim hanım görmesin…) Yere genişçe bir örtü yayalım. Malzemeleri de örtünün üzerinde hazır edelim. Oranları mı? Doğru, daha söylemedik galiba. Şöyle desek:
  • Kabaca “1:1:50” oranında “EM1: Melas: Su” olacak şekilde “15 ml EM1: 15 ml Pekmez:1 lt Su”
  • 4-5 kg buğday kepeği
  • Yarım küçük poşet hamur mayası
  • (Varsa) Biraz yoğurt suyu
[Düzeltme 1:  EM1 kullandığınızda yoğurt suyu veya hamur mayası kullanmanıza gerek yoktur çünkü EM'nin içinde zaten laktik asit bakterileri ve mayalar mevcuttur.]
    Oranlar sihirli formül değil. Biraz göz kararı biraz da eldeki malzemeye göre değişebilir.

    Pekmezin akışkanlığı fazla olmadığı için karışıma ekleyeceğimiz suyun biraz sıcak olması daha iyi olur. Pekmez sıcak suda kolayca eriyecektir. Bunları kaba koyduktan sonra bir güzel karıştırıyoruz. Melasın(Pekmezin) ve dolayısı ile EM1’in kepeğin her yerine ulaşması gerekir. Bu nedenle kuru kepek kalmamalı. Karışımın kıvamını da şu şekilde anlayabiliriz: Bir avuç kepek alıp elimizle sıktırıp bıraktığımızda topaklanmalı ama cıvık da olmamalı.

    Malzemeyi iyice karıştırdık.

    Daha sonra ise karışımı küvetten çıkarıp kapağı kolayca kapatılabilecek bir kaba aktarıyoruz. Tercihen saydam olmayan bir kap olursa daha iyi. Böyle bir kabınız yoksa sağlam koyu renkli bir torba da olabilir, çöp torbası gibi mesela. Kabın/torbanın ağzını hava almayacak şekilde sıkıca kapattıktan sonra 15-20 gün boyunca dinlenmeye bırakıyoruz. Bekleyeceği yer doğrudan gelen ışıktan uzak, serince bir yer olmalı. Bu süre zarfında faydalı mikroorganizmalar aktif hale geçerek çoğalırlar.

    Burada bukaşi aşılayıcı yapımı ile ilgili güzel bir video var: http://www.youtube.com/watch?v=96fSXccQx9Q

    Sürenin sonunda bukaşi aşılayıcı malzememiz kullanıma hazır diyebiliriz.  Hafif ekşi kokacaktır, biraz turşu gibi ya da sirke gibi. Bozulmadan uzun süre saklamak gerekecekse o zaman kurutmak daha iyi olacaktır.Müsait bir yere bukaşi aşılayıcıyı yayıp güneşli ve sıcak bir havada arada bir karıştırarak kuruttuktan sonra yine torbalara doldurarak kullanıma hazır hale gelmiş olacaktır.  Gölge ve kuru müsait bir yere bukaşi aşılayıcıyı yayıp arada bir karıştırarak kuruttuktan sonra yine torbalara doldurduktan sonra kullanıma hazır hale gelmiş olacaktır.  [Aşağıdaki Düzeltme 2'ye bakınız]



    Açık havada kurumaya bırakıyoruz. Arada bir karıştırmak gerekir.

    [Düzeltme 2: Fotoğraf güneşli bir havada kurutmayı işaret eder gibi fakat doğrusu şu şekilde olacak: "Ürettiğiniz Bukaşiyi hemen kullanmayıp saklamak istiyorsanız, güneşli havada veya güneş gören bir yerde değil, gölgede kurutmalısınız aksi takdirde, içindeki fototropik bakteriler etkilenebilir. Gölge bir yere sermekte yarar var. Kesinlikle güneş görmemeli. Ayrıca, saklarken de beyaz veya saydam plastik çuval veya kap yerine renkli olanlar tercih edilmelidir. Eğer mutlaka saydam çuval kullanacaksanız,çuvalı karanlıkta saklayınız"]

    Kurumuş ve kullanıma hazır bukaşi aşılayıcısı

    Buraya kadar anlattıklarım bukaşi aşılayıcının yapımı ile ilgiliydi. Peki, bu malzemeyi nasıl kullanacağız ve ne işimize yarayacak? O da "Bukaşi (Bokashi) Kullanımı" başlıklı yazımda, okumak için tıklayınız.

    Her şey gönlünüzce olsun, esen kalın.

    .

    2010 sezonu ilk domateslerim

    Bu sene bahçemin ilk domateslerini dalından koparıp tadına baktım nihayet.




    Bunlar sırasını bekliyorlar, salkım salkım...






    oops, bunlar köyden geldi; araya karışmış :)

    Cherryler çok lezzetliydi de galiba diğerlerini biraz erken koparmışım, hafif ekşi gibiydi.

    Her şey gönlünüzce olsun, bol hasatlar.

    .

    Atıktan ürettiğimiz enzim / sıvı gübre hakkında bir not

    Bu blogda, zaman zaman denemelerimin sonuçlarını paylaşmaya çalışıyorum. Bu nedenle önemli bir gelişmeyi de sizlere aktarmam gerekiyor:

    Daha önce nasıl yapıldığını şurada tarif ettiğim; mutfak atıklarından üretmiş olduğum atık enzimini (çöp enzimi) evimdeki bir çiçekte denemiştim. Aynı çiçekten bulunan iki saksıdan birisine normal su diğerine de 1:50 oranında seyreltilmiş atık enziminden veriyordum. Etkisini daha hızlı göreyim diye bir defasında hiç seyreltmeden olduğu gibi enzim vermiştim; çiçek 3 - 4 gün içerisinde öldü maalesef. Demek ki "azı karar çoğu zarar" diye boşuna dememişler.

    Sağdaki sizlere ömür...
    Saksıdaki toprağı yeniden kullanamayacağım için bahçeye döküp karıştırdım.
    Peki seyreltip kullanmanın gerçekten de bir faydası var mı; bekleyip göreceğiz. Denemeler devam ediyor.


    Her şey gönlünüzce olsun...
    .

    Dallardaki CDler neylesin sincaba...

    Daha önce şu yazımda bahsetmiştim, Mayıslar Köyündeki cevizlerimi kargalardan ve diğer kuşlardan korumak için ağaçların dallarına CD'ler asmıştım. Bir teoriye göre CD'lerin rüzgarda birbirine çarparak çıkaracağı seslerden ve dönerken güneş ışığını yansıtması nedeni ile kuşlar korkup uzaklaşıyorlarmış. Belki CD'ler işe yaramış olabilir ama benim cevizlerimin yarısı yine saldırıya uğrayarak telef oldu. Sadece bir kısmını kurtarabildik o da şimdilik.


    Cevizlerdeki zedelenmelerin bir kısmı dolu yağışından

    İçleri özenle yenmiş cevizlerim

    Ben sincaplardan şüphelenmeye başladım. Çünkü geride bırakılan deliller sanki sincapları işaret ediyor gibi.

    Mesela; tarlanın ormana doğru olan tarafında 2 tane ceviz kendiliğinden çıkmış. Zaten sincaplar yiyebildiğini yer bir kısmını da paket yaparak yanında götürürlermiş. Götüremediklerini de daha sonra yemek üzere bir yerlere gömerek ya da ağaç kovuğuna saklayarak depolarlarmış. Daha sonra da gömdüklerini bulamazlarmış.

    Bakınız bu konuda wikipedia ne diyor:

    İğne yapraklı ağaçların tohumlarını dişleri ile kozalakları ısırarak serbest bırakırlar. Meşe palamutları, ceviz, badem, fındık, tomurcuklar, mantarlar, taze ağaç kabukları, böcekler, salyangozlar ve kuş yavruları ile beslenirler. Tohumları ve kabuklu yemişleri tek tek toprağa gömerek saklarlar veya kovuklarda depolarlar. Porsuk ağacının tohumları insanlar için zehirli olmasına karşın sincaplarca çok sevilir.

    Sincaplar sakladıkları tohumların bir kısmını bulamazlar. Toprak altında unutulan bu tohumlar, yeni ağaç fidanlarının yetişebilmesine yardımcı olur.

    Zannedersem, bizim hırsız sincaplar da benim cevizlerin bazılarını sağa sola gömdüler.




    Yukarıdaki fotoğraflarda görülen ceviz filizleri kendiliğinden çıkmış. Yakınlarında herhangi bir ceviz ağacı da yok ki düşen meyvelerden çıkmış diyelim. Bence bunlar kesin sincapların işi. Belki tarlanın başka yerlerinden de çıkacak ceviz filizleri vardır.

    Bir yandan da dikkatinizi çekmek isterim, doğa kendi düzenini ne kadar da güzel kurmuş. Ceviz ağaçları,  meyvelerinin bir kısmını sincaplara yiyecek olarak sunarken bir yandan da neslinin devamını ve yayılmasını bu şekilde sağlıyor.

    Fakat ne olursa olsun benim buradan biraz ceviz alabilmem lazım. Yoksa bunca emek, bu kadar çaba, bu kadar masraf sincapların karnı doysun diye değil elbette. Ne gibi bir tedbir alınabilir bilmiyorum, şu çok açık ki CD'ler kuşları uzak tutmuş olabilir ama sincapları kaçırmaya yetmemiş...

    Her şey gönlünüzce olsun.

    .

    Köyümün Pembe Güzelleri

    Hafta sonu köyüme gittim, benim şu cevizleri sulamak için. Beni gören eş dost eksik olmasınlar, "-Amman benim tarlama git, ne istiyorsan topla. Domates, biber, patlıcan, kavun, vs. ne istersen istediğin kadar al" diye ısrar ediyorlar. Öyle ısrarcılar ve öyle zengin gönüllüler ki biraz pazarlık yapsam üste para bile alırım herhalde.


    Bahçenin genel görünümü
    Bizim oralarda "Sakarı domatesi" deriz. Sanırım bizim http://www.pembedomates.org/ ağındaki domateslerden. (Fotoğrafları aşağıda, yanılıyorsam lütfen söyleyin, düzelteyim).

    Peki "Sakarı" ne demek? Bizim oralarda, Sakarya Nehri'nin kenarındaki köylerde yaşayanlar Sakarya Nehrine köylü ağzıyla "Sakarı" der, kendilerine de "Sakarılıyız" der.
    Eskişehir'li pilotların gözünden Sakarı Deresi




    Biz Sakarılılar, satmak için ayrı kendimiz için ayrı domatesler yetiştirirz. Kendimiz için yetiştirdiklerimiz bu pembe domateslerdir. Tadı, kokusu gerçek domates tadında; rengi pembe, kabuğu ince ve biraz da şekilsiz tipsiz bir şeydir. Şekilsiz ve çirkin! olduğu için maalesef pazarlarda pek rağbet görmez. Artık modern dünyada algılamamamız da değiştiği için böyle domatesleri hastalıklı hormonlu zannederiz de bu yüzden hepsi tornadan çıkmış gibi aynı boy parlak olan ama tatsız tutsuz kıpkırmızı şeyleri domates diye tercih ederiz.
    Bizim Sakarı domateslerinin kabuğu da ince olduğundan yolculuğa da pek dayanamaz. Bizim oralardan Antalya'ya, İstanbul'a her gün kamyonlarla domates gider. Bu yolculuğa pembe Sakarı domatesleri dayanamayacağı için satmak için yetiştirilen domatesler hibrit, ithal tohumlardan üretilir.

    Yani kısacası ağzının tadını bilen Sakarılılar kendilerine bu pembelerden yetiştirir, diğerini pek tercih etmezler ama şeerlilere satıp bir güzel paralarını alırlar. Cherry domatese de sosyete domatesi derler zaten. Onu da pek yemez; "neymiş o yahu üzüm gibi domates mi olur" derler. Yetiştirdiğini de satar ya da yoldan gelen geçene ikam eder.

    İşte kıramadığım sevgili Erten Abimin tarlasında; satmak için değil ha, kendisi ve eş dosta dağıtmak için yetiştirdiklerinden çeşitli fotoğraflar:
    Dalında pembeler

    Pembe domatesler, biberler ve diğerleri
     
    Yeşildi, koparmadım

    Topladığım pembeler bir arada






    Bu arada köyüm Mayıslar; Eskişehir'in Sarıcakaya ilçesine bağlıdır. Eskişehir'in rakımı 780 iken burası 250'dir. Kendine göre bir iklimi vardır. Coğrafi olarak İç Anadolu ile Karadeniz bölgesi arasında kalır ama iklimi Akdeniz iklimi gibidir. Her şey yetişir desem abartı olmaz. Mesela: Her türlü sebze, neredeyse her türlü meyve, antep fıstığı, pamuk, susam, zeytin, dut, ipekböcekçiliği, üzüm bir anda aklıma geliverenler.


    Yukarıdaki bahçe tam olarak şurada : tıklayınız



    Her şey gönlünüzce olsun.

    Sayfamdaki yazılar kaynak gösterilerek ve bu sayfanın adresi verilerek kullanılabilir.

    Sayfamda bazı yazılarımda bahsetmiş olduğum yöntemler kendi öğrendiklerimi, denediklerimi paylaşmak amacıyla yazılmıştır. Yapılan denemelerin sonuçları da yine burada paylaşılmaktadır. Tarif edilenlerin yanlış/eksik uygulanması, yazı dizilerinin tamamının okunmaması, vb herhangi bir nedenden dolayı istenmeyen sonuçlar elde edilmesi, beklenen sonucun elde edilememesi ve/veya karşılaşılabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumlu tutulamayacağımı bilgilerinize sunarım.

    Kaynak belirterek ya da belirtmeden kullandığım yazılarımdan dolayı herhangi bir rahatsızlık duyan, haksızlığa uğradığını düşünen beni haberdar ettiği zaman ilgili yazıyı yeniden gözden geçireceğimi, şikayetinde haklıysa yazıda gerekli düzeltmeyi ivedilikle yapacağımı taahhüt ederim.
    -=(RaideR)=-

     
    Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | ReviewSilo - Reviews for e-Shopping