Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

KüçükBahçem'in Dizi Dizi Susakları

KüçükBahçem'in bu seneki dekoru süs kabaklarıydı. Bir tek tohum 59 tane susak (süs kabağı / su kabağı) verdi. Bahçenin dört kenarını tamamen çevreledi. Sanki fabrikasyon yapımı aydınlatma lambaları gibi sıralandılar yan yana. Bir yaprak bir susak, bir ters bir düz örgü gibi..



Sonbahara girip de havaların soğuması, gecelerin ayaz olması nedeniyle büyümeleri durdu süs kabaklarımın. Yaprakları da sararıp kurumaya başladı. Doğal güzelliklerinin kaybolmaya başlaması bitkinin ömrünün dolmaya başladığının işareti. Kabakların saplarının da kurumuş olması susakların toplanma zamanının göstergesi.

Ben de öyle yaptım, çapari oltasını çeker gibi çektim kabağın bir dalını. Bir sürgünde on taneden fazla süs kabağı çektim denizden, KüçükBahçem'den.



Toplamda 1 tek kökten tam 58 adet süs kabağı topladım, neredeyse bir kovayı doldurdu. Bu sene bizim muhitte bir tek bende vardı süs kabağı. KüçükBahçem'de görüp beğenen komşulara hem süs niyetine hem de tohumluk olsun diye kabaklardan dağıttım. Muhtemeldir ki seneye bizim sitenin her bir köşesinde dizi dizi süs kabağı olacak...





Küçük bir tarama ile şu siteyi buldum: http://www.sukabagi.net/ . Burada süs kabağı ile yapılmış çok güzel el işi lambalar tanıtılıyor. Süs kabağı başka ne işe yarar, neye faydalıdır bilmiyorum ama biraz el becerisi olanlar bu kabaklarla çeşitli süs eşyaları, matruşka, bebek ve hatta tuzluk bile yapabilir.

İsteyene tohum benden, gerisi size kalmış...

.

Tatlı Patates Gerçekten Tatlı mı?

Tatlı patates gerçekten de tatlı mı değil mi anlamak için tadına bakmak gerekir hiç süphesiz. Ben de öyle yaptım. Yurtdışından getirdiğim 4 adet morumsu pembe tatlı patatesin birisini gelir gelmez kızartıp tadına bakmıştık. Tatlımsıydı, şekerlenmiş gibi.

Sandıkta kendim yetiştirdiğim patateslerden yukarıda da görmüş olduğunuz tatlı patatesi bu sefer de haşlayalım dedik.

Fotoğraf makinesinin flaşı altında morumsu pembe tatlı patates

Aynı patatesin bir gece sonra gün ışığında flaşsız fotoğrafı

Haşlanmış tatlı patatese fotoğraftan da anlaşılacağı gibi bir ısırık atıp tadına baktım. Aynen haşlanmış kestane gibi yine de tatlı. Dolayısıyla kestan şekerini andırıyor tadı hafiften.

Bu seneki patates hasatından elimize geçen 4 lokmalık tatlı patates. Büyük olanı damızlık olarak saklıyorum. Durmak yok seneye daha büyük bir hızla yola devam.

Sağlıcakla kalın.

Mora çalan pembe renkli Kore'li tatlı patatesler


Üff be ne başlık oldu ama! Evet Kore'den dönerken, yanımda marketten aldığım 4 adet mora çalan pembe renkli patates getirmiştim. Bunlardan birini kızartıp tadına bakmıştık ailecek. Gerçekten de tatlıydı, sanki pişirme yağına şeker katılmış gibi.

Diğer iki tanesini ise Mayıslar'daki zeytin bahçeme, yerli patateslerin yanına gömmüştüm ki hikâyesi işte burada. Fotoğrafı aşağıda.

Kalan sonuncusunu da ikiye bölerek KüçükBahçem'deki bir patates sandığına gömmüştüm. Bunun da hikâyesi tam burada. Fotoğrafı aşağıda.

Aynı anda toprağa ektiğim yerli patateslerin epeyce yapraklanmasına rağmen bu Kore'lilerde bir hareket olmadı epey bir zaman. Ben bunu sıla hasretine bağlamıştım. Neyse ki uzunca bir süre sonra ilk filizlerini toprağın üstüne, gün yüzüne çıkarttılar. Sonrasında da hızlıca boy attılar. Hatta sulama yapamadığım için diğer patateslerin yaprakları kuruyup dökülürken bizim tatlı Kore'liler gayet sağlıklıydı. Anlaşılan sıcağı seviyorlar ve susuzluğa karşı dayanıklılar. Ayrık otlarına bile karşı koyabilmişler.

Aynen koç yumurtası, yok yok  boğa .aşşağı gibi değilmi?

Yerli patatesler toprağın sıkı olması ve ayrık otlarından dolayı fazla büyüyememiş olmasına ve susuzluk nedeniyle çatlamasına rağmen topraktan söktüğüm ilk tatlı patatesim  tam 918 gram geldi.


 Sanırım tohum olarak gömdüğüm anaç patates irileşmiş. Fakat toprağın sert/sıkı olması nedeniyle diğer kök uzantılarında yumru gelişimi olmamış.

KüçükBahçem'de Patates Söküm Zamanı [2011]

Patates söküm / hasat zamanı

Bu seneki sandıkta ve tarlada patates denemelerime Nisan ayında başlamışım. Patatesleri toprağa gömeli 5 aydan fazla olmuş. Bu süre zarfında Mayıslar'daki zeytin ağaçlarımın yanına gömdüğüm patateslerle fazla ilgilenemedim. Ne sulamasını ne de yabani otları çapalamasını gerektiği gibi yapamadım. Tam anlamıyla "Saldım zeytinliğe mevlam hayr'eyleye" durumu oldu anlayacağınız.
Patateslerin yapraklandığı dönemden bir kare


Tarla o kadar otlu ki patatesler arada kayboldu gitti, bir de üstüne üstlük gerektiği gibi sulama yapamadığım için zavallıcıklar kurudu. Toprak da fazla sert olduğundan zavallıcıklar pek gelişememişler, küçük küçük kalmışlar. Sulama eksikliğinden de yumruları da çatlak çatlak ve memeli oldu.

Zaten ayrık otları da büyümelerine müsade etmemiş ki, azıcık direnenin saplanmış kalbine mızrak gibi...


Mayıslar'daki bahçemize ektiğimiz patateslerden pek bir verim alamadık hiç olmazsa KüçükBahçem'deki sandıkları açalım da bakalım dedim.


veee huzurlarınızda KüçükBahçem'in pembe güzelleri

Bu sene biraz gecikti benim pembe güzellerim. Pek bir nazlandılar pembe yanaklarını göstermek için...

Zaten köyümden pembe domates (sakarı domatesi) fidesi diye getirip diktiğim fidelerin çoğu "küçük" bir karışıklık sonucu salkım çeri çıkmıştı. Allah'tan kendim çimlendirdiğim bir kaç tane pembem vardı da onlar durumu kurtardı. Dediğim gibi bu sene pembe domatesim az olduğu için olanlar da daha bir kıymetli oldu. Gözüne bakıp duruyorum domateslerin, büyüsünler sonra da pembeleşsinler diye. Havaların geç ısınmasından dolayı toprağa geç aktardığım pembeler Eylül ayının ortasına gelmemize rağmen daha yeni yeni kızardılar, daha doğrusu pembeleştiler.

KüçükBahçem'deki ilk pembeleşen pembe domatesimi görüyorsunuz aşağıda. Büyüklüğünü gösterebilmek için ölçek olarak 50TL'yi kullandım. Bu tür işlerde genellikle 1 TL kullanılır ama bende para af edersiniz "çok" olduğu için cebimdeki en küçük para ile ölçekledim. Hem demedik mi bu pembeler pek bir kıymetli diye, şimdi 1 TL kullanmak yakışmaz...


O da olmazsa arabamın anahtarını koyayım ölçek olarak, maksat görgüsüzlük değil mi? (Kıroyum ama para bende)


KüçükBahçem'den topladığım günlük mahsul bir arada.

KüçükBahçem'in ilk pembe güzelleri bir arada. En irisi 511 gr ilk hasat olan 4 tanesi 1223 gr geldi.

Amanın burada 1 TL kullanmışım, gitti karizma.




Pembelerin devamı KüçükBahçem'de, dalında.

Pembe domateslerin tohumlarının nasıl alındığını fotoğraflı anlatımıyla okumak için tıklayınız --> tam buraya <--

Esen kalın.

Pembe Domateslerden Tohum Alma

Başlık "Pembe Domateslerden Tohum Alma" ama aşağıda bahsedeceğim yöntemi diğer domateslerden tohum almak için de kullanabilirsiniz hiç şüphesiz. Buradaki tohum alma ve saklama işlemi pembe domatese özel bir yöntem değil. Zaten domatesler biraz saftır, kendisinin pembe olup olmadığını anlamaz bile. Siz aynı muameleyi tüm domateslere aynen uygulayabilirsiniz.

Neyse lafı çok uzattık. Şöyle irice bir domatesi ekvator bölgesinden ikiye ayırıyoruz. Tam ekvatorda yer alan, bıçağın önüne çıkan bir kaç tohum bu arada kazara telef olabilir. Dert etmeyin, o kadar da olacak artık. Bir çay kaşığı yardımı ile tohum odalarındaki tohumları bir süzeğe/eleğe alıyoruz. Bu arada mis gibi domatesin kokusuna dayanamayıp bir dilim kesip tadına bakmak serbest.

Tohumları fazla ezmeden, sıkıştırıp zedelemeden hafifçe yıkıyoruz. Bu arada domates parçaları, damarlar vs. temizlenmiş oluyor.


Sonra bir şişeye ya da kavanoza su koyup tohumları da ilave ediyoruz. Burada kullanılacak suyun içme suyu ya da dere, kaynak, tulumba suyu olması daha doğrusu klor içeren çeşme suyu olmaması daha iyi olacaktır kanımca. Hadi paranoyaklığı biraz daha abartalım, kavanoz da cam olsun. Plastik pet şişeler kanserojen madde içeriyor, tohumlara bulaşmasınlar.


Kavanozu bir kenarda, oda sıcaklığında 2-3 gün bekletelim. Dikkat ederseniz bazı tohumlar suyun içindeyken çimlenmeye başlamış bile. Anlaşılan fazla gecikmeden kurutmaya geçmek gerekiyor.

Tohumları kurutmak için bir parça pişirme kâğıdının ya da yağlı kâğıdın üzerine döküp yayıyoruz. Yayarken tohumları zedelememeye dikkat ediyoruz. Burada da 2-3 gün iyice kuruyana kadar bekletiyoruz. Kâğıt havlu, bez parçası gibi bir şeyin üzerinde de kurutmaya bırakılabilir fakat tohumlar kururken dokulara yapıştığı için daha sonra çıkarması zor oluyor. Pişirme kâğıdından kurumuş tohumları almak ise çok daha kolay.

Tohumları iyice kuruduktan sonra elimizle nazikçe kazıyarak tohumları kâğıt üzerinden alıyoruz. Bir sonraki sene kullanmak, Pembe Domates Ağı'ndaki ya da başka yerlerdeki meraklılarına dağıtmak üzere kapalı, hava almayacak bir torba içinde güneş ışığından da koruyarak saklıyoruz.


Bu evladiyelik tohumlarla seneye buluşmak, yüksek verimle çimlendirmek ve sonrasında da bol hasat almak dileğiyle...

.

Bayram dönüşü işyerimizdeki KüçükBahçem'iz

Evimin önündeki KüçükBahçem'in yanısıra bir de işyerimde bir kaç arkadaşla birlikte ilgilendiğimiz bir KüçükBahçem'iz daha var malum.

5 Eylül 2011 itibari ile işyerimizdeki KüçükBahçem'iz.

Uzun bir bayram tatilinin ardından işimizin başına yeniden döndüğümüzde, evimin önündeki KüçükBahçem'de de olduğu gibi, işyerimdeki KüçükBahçem'izde de birikmiş mahsüller karşıladı bizi.  Kargalar yemesin diye üzerlerine örttüğümüz örtünün de çok faydası olmuş bu arada. Yoksa saksağanlardan, serçelerden bize pek bir şey kalmıyordu. Kızaranın, olgunlaşanın içini anında boşaltıyorlardı.


Bunlar topladığımız mahsül,

"Kızaracak Yeşil Domatesler" diye bir film mi vardı?

Büyümekte olan bir bal kabağı,

bu ise üzerine en az 5-6 kez bastığımız halde inatla ayakta kalmayı bşaran ve neticesinde o küçücük boyuna aldırış etmeden boyundan büyük 6-7 ürün veren  biberimiz. Ne demişler "beni yıkamayan şey güçlendirir"

ve yalnız başına bir pepino...

Bu koli de biz yokken bahçemizi susuz bırakmayan güvenliğin hakkı.

Afiyetle...

.

Yapışık ikizler

Hayır hayır, aklınıza ilk gelen doğru değil; kesinlikle hormon kullanmadım. Bitkilerimi KüçükBahçem'de tamamen doğal, organik olarak yetiştirmeye çalışıyorum. Fakat arada bir de olsa böyle ikizi az gelişmiş ürünler ortaya çıkabiliyor. Hemen genetiği bozuk ya da hormonla şekli şemali bozulmuş anlamı çıkartılmamalı.

Siyam ikizi biberim


ve domatesim.


Sağlıklı ve mutlu günler dilerim.

Ramazan Bayramının Ardından KüçükBahçem

Bu sene ilk defa bir kaçamak yapıp bayramda evimizden uzağa, Antalya'nın sessiz sakin bir köşesi olan Adrasan'a gittik. (Gidiş-dönüş ve tatil maceralarımızı ayrı bir yazıya saklıyorum.) Dönüşte KüçükBahçem'i pek bir dolu buldum. Sağolsun komşularımız bahçeyi susuz bırakmamışlar. Susuz bırakmamışlar da, domatesleri biberleri de hiç toplamamışlar. Halbuki taze taze dalından koparıp yeselerdi keşke, KüçükBahçemin güzelliği burada zaten. Yoksa amacımız zaten buradan çokça mahsül kaldırıp pazara çıkarmak değil. Domates, biber paylaşıldıkça güzel...

Susaklar dizi dizi olmuş


Bu sene küçük bir karışıklık sonucunda pembe domates diye diktiğim domates fidelerinin tamamına yakını salkım çeri (cherry) çıktığı için misket gibi domatesler KüçükBahçem'in her yerini sardı...


Salkım çeriler de pek bir arsız çıktı birader. Bahçedeki tüm bitkileri sardı, bahçenin tamamını kapladı neredeyse.

KüçükBahçem'den haberler [10 Eylül 2011'de güncellendi]

KüçükBahçem'de durumlar iyi gidiyor. Hemen hemen hergün iftarlık biberimi alıyorum. Domatesler dalında yeşil daha, fakat arada tek tük de olsa bir öğünlük kızaranları topluyorum.

 Bunlar 23 Ağustos 2011 tarihinden

Bunlar 16 Ağustos 2011 tarihinden

Bunlar 13 Ağustos 2011 tarihinden

Bunlar 9 Ağustos 2011 tarihinden

Dün akşamki(03 Ağustos 2011) hasılatı görüyorsunuz yukarıda.




Altın çilekler de büyüdü, çiçeklendi yakında meyveye dururlar, biri iki tane var gibi hatta.


 Araya bir kök dolmalık biber karışmış; iyi de olmuş...


 
Bir de patlıcanım var ki kocaman.


KüçükBahçem'deki tüm bitkiler arasında en çalışkanı, en hızlısı süs kabağı herhalde diğer bir adıyla susak yani. Balıkçıların ampulleri gibi dizi dizi oldular, bir de her yere kol atıyorlar.





İşyerimdeki KüçükBahçem'izden de her gün salatalık ve biberlerimi alıyorum. Daha ne olsun, kendin yetiştir kendin ye.

Şimdilik KüçükBahçem'den haberler bu kadar. Aşağıda bahçenin panoramik bir fotoğrafı var.

O kadar da dikkat ettim halbuki ama yine de çok sık oldu. Aslında fazla fide de dikmedim ama sanırım verdiğim organik gübreler işe yaradı, bitkilerin hepsi coştu da coştu, KüçükBahçem'e sığmaz oldular, zaten hepi topu 9m2'lik bir alan. Boşuna KüçükBahçem demiyoruz...


Esenlikler dilerim.


Sayfamdaki yazılar kaynak gösterilerek ve bu sayfanın adresi verilerek kullanılabilir.

Sayfamda bazı yazılarımda bahsetmiş olduğum yöntemler kendi öğrendiklerimi, denediklerimi paylaşmak amacıyla yazılmıştır. Yapılan denemelerin sonuçları da yine burada paylaşılmaktadır. Tarif edilenlerin yanlış/eksik uygulanması, yazı dizilerinin tamamının okunmaması, vb herhangi bir nedenden dolayı istenmeyen sonuçlar elde edilmesi, beklenen sonucun elde edilememesi ve/veya karşılaşılabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumlu tutulamayacağımı bilgilerinize sunarım.

Kaynak belirterek ya da belirtmeden kullandığım yazılarımdan dolayı herhangi bir rahatsızlık duyan, haksızlığa uğradığını düşünen beni haberdar ettiği zaman ilgili yazıyı yeniden gözden geçireceğimi, şikayetinde haklıysa yazıda gerekli düzeltmeyi ivedilikle yapacağımı taahhüt ederim.
-=(RaideR)=-

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | ReviewSilo - Reviews for e-Shopping