Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İsrail domatesine rakip: Pembe domates!

Habertürk'ün 22 Ağustos 2011 Pazartesi, 16:26:15 tarih ve zamanlı bir haberini paylaşıyorum.
Ben de bir Pembe Domates Ağı üyesi ve dolayısı ile kendi çapında naçizane tohum dağıtıcısıyım...

Benzer bir haber de aynı gün Hürriyet'de de çıkmış tıklayınız.

Konuyla ilgili diğer yazılarım için bakınız:


Yerli ürün pembe domates, son yıllarda yine gözde hale geldi!
İsrail domatesine rakip: Pembe domates!

Anadolu topraklarında asırlardır yetiştirildiği bilinen ancak üretimi azalan yerli ürün pembe domates, son yıllarda yine gözde olurken, doğal ürün olması dolayısıyla İstanbul'da kilosunun 10 liraya ulaşan fiyatlardan satıldığı bildirildi.

Haberin devamı: http://ekonomi.haberturk.com/makro-ekonomi/haber/661907-israil-domatesine-rakip-pembe-domates

Bundan böyle domatesler de işyerimizdeki KüçükBahçem'izden...

Bir kaç iş arkadaşımla birlikte bir şeyler yetiştirmeye çalıştığımız işyerimizdeki KüçükBahçem'ize ilk kazmayı 15 Haziran'da vurmuşuz. İlk mahsullerimizi de 2 Temmuz'da almışız bu sene. Bir vakit geldi ki günde adam başı 7-8'er adet salatalık toplar olduk.

Şimdilerde domateslerimizi de toplamaya başladık.


Kargalardan ve farelerden kurtarabildiklerimizi bir araya getirince 3 kişi zor taşıdık! Daha sonra bunları yine 5'e böldük, kolilere doldurduk. Koli koli domates...
Kurada benim payıma düşen koliyi görüyorsunuz yukarıda. Tam olarak 2670 gram domates düşmüş payıma. Hiç fena değil, hıyarlar ve biberler de hediyesi...

Kuşlar, rengiyle dikkat çektiği ve kabuğunu kolay delebildiklerinden olsa gerek özellikle domateslerimizi telef ediyorlar. Tamam, onlar da karnını doyuracak da biraz da başkası beslesin. Baktık olacak gibi değil biz de domateslerimizin ve biberlerimizin üstlerine file gerdik. Bu sayede zarar veremiyorlar mahsullerimize.


16 Ağustos 2011 itibari ile işyerimizdeki KüçükBahçem'izin genel görüntüsü.

Sonradan jeton düştü biz niye patates de ekmedik ki? O kadar da boş arazimiz var halbuki... Artık seneye nasipse.

Esenlikler...


Dikelek Çileklerim Yatalak Oldu

"Haydaa dikelek de ne demek?" diye merak edenlere yazımın sonuna bakmasını tavsiye ederim; kendisi en beğendim karikatürlerden birisi olur.

Biz gelelim şimdi kendi olayımıza; KüçükBahçem'de yer sıkıntısı olduğundan en ufak toprak parçasını bile değerlendirmeye çalışıyorum. Hatta toprağın yetmediği yerde topraksız tarıma başvuruyorum. Bunun bir uygulaması ise bir yağmur suyu borusuna perlit doldurarak yapmış olduğum çilek saksısı. (Aslında buna saksı mı denir onu da bilemiyorum). Şöyle bir şey;


İçi perlit dolu, dışı beyaz çorap ile sarılı olan boruyu yukarıdaki fotoğraftan da görebileceğiniz gibi evimin dış duvarına astım. Boruda açtığım deliklere de çilek fidelerini yerleştirdim. Topraksız tarım dedik de susuz tarım anlamına gelmiyor bu elbette. Aksine, perlit nötr yani içinde herhangi faydalı yada zararlı bir mineral içermediği için sulama daha da önem kazanıyor. Suyun içerisine gerekli minarelleri uygun oranlarda ilave etmek gerekiyor. Bu mineralleri seracılardan temin etmiştim. Zaten şuradaki ilk yazımda bunlardan bahsettiğim için burada yeniden ayrıntıya girmeye gerek yok.

Suyu ise bir boş kola şişesi ve serum aparatı aracılığıyla borunun en üstünden damla damla veriyordum. Fakat şişeyi doldurmayı unuttuğumuz ya da evde olmadığımızda suyunu veremediğimiz için bir çok kez bitkilerin kurumasına neden olduk. Ayrıca verdiğimiz mineralli suyun fazlası da boşa akıp gidiyordu. Sonradan borunun en altına küçük bir yoğurt kovası ilave ederek fazla suyu burada toplayıp yeniden kullandım.

Şimdi ise işi biraz daha otomatiğe bağlamak için dikelek olan çilek boru-saksıyı (hah bu terim daha iyi oturdu) yatalak hale getirdim. Şöyle ki;

Boruya hafifçe bir eğim verdim ki su yerçekiminin etkisi ile aşağı doğru yavaşça akabilsin. Mineralli suyu da damacanadan temin ederek daha önce otomatik sulamalı saksımda kullandığım su motoru ile boru-saksının üstünden veriyorum. Yukarıdan verilen ve bitkiler tarafından kullanılmayan suyun fazlası yavaşça huniye oradan da damacanaya geri dönüyor. O da şöyle oluyor;

Son derece basit bir düzenek. Aklınıza niye boru-saksıyı yatay duruma getirmek için uğraştığım gelebilir. Aslında bunun yanıtı da basit. Kullandığım akvaryum motoru suyu en fazla 1 metre yukarıya kadar basabiliyor. Borunun yüksekliği ise yaklaşık 2m kadar yani motor, suyu boru-saksının en üstüne kadar basamadı. Daha güçlü bir akvaryum motoru ise çok pahalı. Evde boşta duran dalgıç pompa da damacanayı su daha devirdaim olamadan 15 saniyede tamamen boşaltıyor, bu nedenle onu da kullanamadım. Bu durumda en basit çözüm dikelek boruyu yatalak -aslında biraz "köşegenelek" (bu terim de benden Türkçeye hediye olsun) olarak duvara asmak oldu. Motoru bir zamanlayıcıya bağladım, bir saat çalışıyor bir saat dinleniyor. İşte böyle...


Unutmadan, artık halka mal olmuş o efsane karikatür:



Esen kalın.

.

Peppinolar ve Altın Çilekler de Göründü

Bu sene KüçükBahçem'de geleneksel domates-biber-patlıcan üçlüsünün yanı sıra değişik bir şeyler de deneyeyim diye Peppino ve Altın Çilek de dikmiştim. Takip edenler bilecektir; Altın Çilekleri marketten aldığım çileklerden birinden elde ettiğim tohumlardan kendim çimlendirmiştim. Peppinoları ise İstanbul'da Mısır Çarşısı'nın yanındaki tohumculardan fide olarak almıştım.

Şimdi bunlar KüçükBahçem'de büyüdüler ve hatta meyveye durdular.





Yukarıdakiler peppinolarım. Süs kabağı, domates ve patlıcanların arasında biraz gölgede kaldılar, bu nedenle gelişimleri biraz yavaş olsa da iki üç tane meyvesini görmüş olduk.

Aşağıdakiler de altın çileklerim. KüçükBahçem'dekilerin yanısıra yer kalmadığından birisini saksıya dikmiştim. Onda da meyveler var, inşallah yemek de nasip olur.

 

Meraklısı için henüz kızarmamış pembe domateslerim ve...

ve KüçükBahçem'in genel durumu.
 
Susaklar nasıl olmuş? KüçükBahçem'in üstünü aydınlatma ampulü gibi sardılar. Kaç tane olduğunu sayabilecek var mı?


Şimdilik haberler bu kadar, BabaMonk KüçükBahçem'den bildirdi...

Esen kalın...
.

Fısfıs kutusunda biber [12 Ağustos 2011'de güncellendi]

[27 Nisan 2011]
Pompası bozuk bir sulama spreyi vardı evde. Fısfıs da deniyor. İçine toprak doldurdum ağzından da 3-4 tane biber tohumu attım.Saksı tipi acı süs biberlerinden.


Geçen gün baktım bir tanesi çıkmış diğeri de yolda. Işığı gören geliyor misali...



[12 Ağustos 2011 tarihinde güncellendi]


Eğer büyürse hele bir de biber verirse ne güzel olur. O zaman fotoğraflarını yine burada yayınlarım.
Ahanda yayınladım...

Bizim biber büyüdü, kafasını fısfıs şişesinden uzattı, gelişti de biber bile verdi. Fakat, aşırı sulamadan dolayı kökleri çürüdüğü için maalesef ömrü fazla uzun olmadı. Keşke şişenin dibini delseymişim, suyun fazlası oradan akar giderdi...

Sağlıcakla kalın.

Fındık toplama aleti


Öpücük kuralı, "Keep It Simple'n Stupid, KISS" yani basit ve aptalca olan çözüm iyi bir çözümdür ya programcılıkta, bu deyim şu ilginç Fındık Toplama Aleti için de geçerli sanki.

(Video açılmazsa bir de şu linki deneyiniz: http://www.youtube.com/watch?v=hgLhgLG6Lc0 )

Son derece basit ve hatta aptalca ama iş görüyor gibi. Gibi diyorum çünkü bende fındık ağacı falan yok, denemedim o yüzden. Belki zeytin toplamada da kullanılabilir, neden olmasın... Ben sadece videoyu izleyerek yorum yapıyorum.

Diğer bazı fındık toplama aletleri hatta alet olmaktan öte makineleri için bakınız:
http://www.findiktoplamamakinasi.com/
http://www.teknikmakine.net/fhm200.html

İşinizin ölçeğine, ağaçlarınızın adedine göre karar sizin elbet.

Esenlikler.


Sayfamdaki yazılar kaynak gösterilerek ve bu sayfanın adresi verilerek kullanılabilir.

Sayfamda bazı yazılarımda bahsetmiş olduğum yöntemler kendi öğrendiklerimi, denediklerimi paylaşmak amacıyla yazılmıştır. Yapılan denemelerin sonuçları da yine burada paylaşılmaktadır. Tarif edilenlerin yanlış/eksik uygulanması, yazı dizilerinin tamamının okunmaması, vb herhangi bir nedenden dolayı istenmeyen sonuçlar elde edilmesi, beklenen sonucun elde edilememesi ve/veya karşılaşılabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumlu tutulamayacağımı bilgilerinize sunarım.

Kaynak belirterek ya da belirtmeden kullandığım yazılarımdan dolayı herhangi bir rahatsızlık duyan, haksızlığa uğradığını düşünen beni haberdar ettiği zaman ilgili yazıyı yeniden gözden geçireceğimi, şikayetinde haklıysa yazıda gerekli düzeltmeyi ivedilikle yapacağımı taahhüt ederim.
-=(RaideR)=-

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | ReviewSilo - Reviews for e-Shopping