Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
susak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
susak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2012 Sezonunda KüçükBahçem'in ilk Pembe Domatesi

KüçükBahçem için beklenen an geldi! 2012 sezonunun ilk pembe domatesi nihayet soframızda. Bu sene geçen seneye göre 1 ay kadar daha önce aldım ilk ürünümü. Geçen sene açılışı şöyle yapmışım meğerse: "veee huzurlarınızda KüçükBahçem'in pembe güzelleri" 12 Eylül 2011'de.

Öndeki pembeler tam olarak olgunlaşmadı henüz; çok değil 3-5 güne kadar onlar da olacaktır. Fakat arkadakilerden biri koparılmaya hazır aşağıda daha yakından gördüğünüz gibi.

Nitekim koparttık ve tartımıza koyduk; tam 219 gram geldi tek başına. Kokusu nefis. Tadı mı? Hemen bakamadık, iftarı bekledik.



Pembemizin lezzet testini bizleri iftara davet eden kıymetli dostlarımızla birlikte yaptık. Hep birlikte test ettik ve onayladık ki pembe domatesimizin tadı kokusundan da güzelmiş.

KüçükBahçem'in 2012 sezonunun ilk pembesi gayet nefisti de, esasında tadına tat katan şey iftar sofrasında dostlarla beraber olmaktı. Eksik olmasınlar.




6 Ağustos 2012 itibari ile KüçükBahçem'den aldığımız mahsüller bir arada. Pazar yeri gibi olmuş masanın üstü. Neler mi topladık KüçükBahçem'den: 1 kg'dan biraz fazlaca patlıcan, bir tutam maydanoz, 8-10 kadar jalepeno biberi, 2 adet kıl biber, pembe ve oturak domatesler; ha bir de salkım salkım çeriler. Salatalıkları da unutmamak lazım...

Masanın süsleri ise yine bu senenin ilk süs kabakları ile bir demet gül...


KüçükBahçem'den pembe domates toplamaya devam edeceğiz, inşallah. Sağlıcakla kalın.

ÖY - 07 Ağustos 2012 / Eskişehir

<---------------**** sadece 2 gün sonra.... ****--------------->
Yukarıdaki yazımdan sadece 2 gün sonra olgunlaşan iki pembe domatesi daha kopardım dalından. İkisi 567 gram geldi. İki ailenin iftar sofrasında yer buldular kendierine.



ÖY - 09 Ağustos 2012 / Eskişehir
<---------------**** o0o ****--------------->

Bu yazının ve domateslerin devamı tam da şurada :
KüçükBahçem Tam Gaz...  --> Adresi
http://www.kucukbahcem.net/2012/08/kucukbahcem-tam-gaz.html#axzz23WD3391k



İş yerimdeki KüçükBahçemiz, 2012 Yaz Sezonu

Damlama borusu ve su damlası
"Yerinde saymak bize yakışmaz. Zaten yerinde durmak diye bir şey yok dünyamızda, illaki hareket edersiniz. Bu hareket referansınıza göre ya ileriye ya da geriye doğrudur." diye konuyla ucundan accık alakalı bir girişten sonra gelelim işyerimizdeki KüçükBahçemiz'in 2012 yaz dönemi açılış hikayesine. Ama önce bir hatırlatma olsun diye: Geçtiğimiz yıl şöyle demiştik "FaceBook'da sanal olarak çiftçilik yapacağımıza birkaç arkadaş işyerimizdeki bahçenin bir kenarında doğal olarak bir şeyler yetiştirmeye çalışıyoruz" (Devamı için tıklayınız)


Bu sene ise "KüçükBahçemiz"i "KüçücükTarlamız" yapma yolunda yol katettik, yani kendi çapımızda yerimizde saymadık... KüçükBahçem'de damlama sulama yöntemini uyguladıktan sonra hızımızı alamayıp, işyerimizin geniş bahçesinde kendimize ayırdığımız bölümüne de damlama borusu çektik. (Ama öncesinde işyerimizin kadrolu bahçevanları Nafiz Dayı'ya ve Hasan Usta'ya teşekkürü bir borç biliriz. Eksik olmasınlar bize ayrılan bölümü çapaladılar, gübre ilave edip bir kez daha çapaladılar. Ekime hazır hale getirdiler, bize pek bir iş bırakmadılar.)

İşlem öncesi bahçenin durumu

Küçük bir keşiften sonra, damlama borularını bir ana boruya saplamak suretiyle dikine dikine uzatmaya karar verdik. El birliği ile birbirine paralel 9 hat çektik.

Heyecanla bahçeyi hazırlıyoruz
Damlama boruları neredeyse hazır



Tesisatı tamamladıktan sonra çeşmemizi açarak ilk testimizi yaptık. Hiç de fena değil sonuç. Fotoğrafta da görüleceği gibi salma sulamadakinin aksine su sadece damlalıkların olduğu yerlere veriliyor. Bu sayede su israfı olmuyor. Aşırı sulama nedeniyle mineral kaybı, aşırı buharlaşma,  toprağın üstünün kaymaklanması, köklerin açılması gibi sorunlar da yaşanmıyor. Gereksiz yere her yer sulanmadığı için de yabani otların beslenmesi ve dolayısı ile büyüyüp yayılması da engelleniyor.
Su sadece damlalıklardan veriliyor toprağa

Tesisatın test edilip toprağın da nemlendirilmesinden sonra ertesi gün boru üzerindeki deliklere göre çimlerimizi diktik yine elbirliği ile. 8 sıra boru boyunca domates (pembe, oturak ve çeri), biber (çarliston, jalepeno, kamber, tatlı kıl, demre), patlıcan (tombul, uzun), salatalık diktik. Çit boyunca da susaklarımızı diktik ki bunlar da çitlere sarılabilsinler. Borunun artan bölümünü de bahçenin aşağı ucuna doğru uzattık. Buralara da büyük yapraklı olupda çok yayıldığı için kabak (balkabağı, kızartmalık sakız kabağı) ve ayçekirdeği ile mısır diktik. Bir yandan da "3 kardeş / three sisters" deneyeceğiz bu sene. Toplamda 190 - 200 kök sebzemiz var işyerimizdeki bahçemizde.

Önce pembe domateslerimizi diktik

Biz fide dikimini bitirir bitirmez kısa bir yaz yağmuru yağdı, iyi de oldu. Bu sayede toprağın üstü de nemlenmiş oldu. Bir miktar daha can suyu oldu bizim fidelere.
Gelen yaz yağmuru can suyu oldu


Şimdi bize sadece, günde bir defa 2-3 saatliğine çeşmeyi açmak kalıyor. Su ağır ağır, damlaya damlaya veriliyor bitkilerin köklerine doğru. Aslında bu iş biraz tembel işi oldu. Şimdilik bahçemizde yapacak pek bir işimiz yok. Bu nedenle öğle yemeğinden sonra çayımızı alıp bahçemizi seyrediyoruz sadece. Bu aralar her akşam yağan "Kırkikindi Yağışları" bitip de güneş toprağı ısıtmaya başladı mıydı bize biraz iş çıkar. Aralarda çıkacak yabani otları temizleriz, domateslerin koltuk altı traşını yapar (koltuk alma) sürgünlerini alırız. İnşallah bir-iki aya kadar da günlük yetişen ürünlerimizi toplarız.

Damla damla da olsa suyu iyice alınca toprak gayet iyi ve verimli bir şekilde sulanmış oluyor.
Burada daha net görülebiliyor damlamanın etkisi

Tüm toprak ağır ağır ama derinlemesine iyice sulanmış 

Bahçemizin işyerimdeki ofisimden bakınca görünümü. Arada bir dönüp bakınca bile içime bir ferahlık geliyor bu küçücük bahçe sayesinde. Bir de tarla tokat olsaymış ben de demekki zevkten gidermişim...


Ofisimdeki kübiğimden bahçenin görünümü
(Arka plandaki YHT (Yüksek Hızlı Treni farkeden parmak kaldırsın)








.

KüçükBahçem'in Dizi Dizi Susakları

KüçükBahçem'in bu seneki dekoru süs kabaklarıydı. Bir tek tohum 59 tane susak (süs kabağı / su kabağı) verdi. Bahçenin dört kenarını tamamen çevreledi. Sanki fabrikasyon yapımı aydınlatma lambaları gibi sıralandılar yan yana. Bir yaprak bir susak, bir ters bir düz örgü gibi..



Sonbahara girip de havaların soğuması, gecelerin ayaz olması nedeniyle büyümeleri durdu süs kabaklarımın. Yaprakları da sararıp kurumaya başladı. Doğal güzelliklerinin kaybolmaya başlaması bitkinin ömrünün dolmaya başladığının işareti. Kabakların saplarının da kurumuş olması susakların toplanma zamanının göstergesi.

Ben de öyle yaptım, çapari oltasını çeker gibi çektim kabağın bir dalını. Bir sürgünde on taneden fazla süs kabağı çektim denizden, KüçükBahçem'den.



Toplamda 1 tek kökten tam 58 adet süs kabağı topladım, neredeyse bir kovayı doldurdu. Bu sene bizim muhitte bir tek bende vardı süs kabağı. KüçükBahçem'de görüp beğenen komşulara hem süs niyetine hem de tohumluk olsun diye kabaklardan dağıttım. Muhtemeldir ki seneye bizim sitenin her bir köşesinde dizi dizi süs kabağı olacak...





Küçük bir tarama ile şu siteyi buldum: http://www.sukabagi.net/ . Burada süs kabağı ile yapılmış çok güzel el işi lambalar tanıtılıyor. Süs kabağı başka ne işe yarar, neye faydalıdır bilmiyorum ama biraz el becerisi olanlar bu kabaklarla çeşitli süs eşyaları, matruşka, bebek ve hatta tuzluk bile yapabilir.

İsteyene tohum benden, gerisi size kalmış...

.

Bayram dönüşü işyerimizdeki KüçükBahçem'iz

Evimin önündeki KüçükBahçem'in yanısıra bir de işyerimde bir kaç arkadaşla birlikte ilgilendiğimiz bir KüçükBahçem'iz daha var malum.

5 Eylül 2011 itibari ile işyerimizdeki KüçükBahçem'iz.

Uzun bir bayram tatilinin ardından işimizin başına yeniden döndüğümüzde, evimin önündeki KüçükBahçem'de de olduğu gibi, işyerimdeki KüçükBahçem'izde de birikmiş mahsüller karşıladı bizi.  Kargalar yemesin diye üzerlerine örttüğümüz örtünün de çok faydası olmuş bu arada. Yoksa saksağanlardan, serçelerden bize pek bir şey kalmıyordu. Kızaranın, olgunlaşanın içini anında boşaltıyorlardı.


Bunlar topladığımız mahsül,

"Kızaracak Yeşil Domatesler" diye bir film mi vardı?

Büyümekte olan bir bal kabağı,

bu ise üzerine en az 5-6 kez bastığımız halde inatla ayakta kalmayı bşaran ve neticesinde o küçücük boyuna aldırış etmeden boyundan büyük 6-7 ürün veren  biberimiz. Ne demişler "beni yıkamayan şey güçlendirir"

ve yalnız başına bir pepino...

Bu koli de biz yokken bahçemizi susuz bırakmayan güvenliğin hakkı.

Afiyetle...

.

Ramazan Bayramının Ardından KüçükBahçem

Bu sene ilk defa bir kaçamak yapıp bayramda evimizden uzağa, Antalya'nın sessiz sakin bir köşesi olan Adrasan'a gittik. (Gidiş-dönüş ve tatil maceralarımızı ayrı bir yazıya saklıyorum.) Dönüşte KüçükBahçem'i pek bir dolu buldum. Sağolsun komşularımız bahçeyi susuz bırakmamışlar. Susuz bırakmamışlar da, domatesleri biberleri de hiç toplamamışlar. Halbuki taze taze dalından koparıp yeselerdi keşke, KüçükBahçemin güzelliği burada zaten. Yoksa amacımız zaten buradan çokça mahsül kaldırıp pazara çıkarmak değil. Domates, biber paylaşıldıkça güzel...

Susaklar dizi dizi olmuş


Bu sene küçük bir karışıklık sonucunda pembe domates diye diktiğim domates fidelerinin tamamına yakını salkım çeri (cherry) çıktığı için misket gibi domatesler KüçükBahçem'in her yerini sardı...


Salkım çeriler de pek bir arsız çıktı birader. Bahçedeki tüm bitkileri sardı, bahçenin tamamını kapladı neredeyse.

KüçükBahçem'den haberler [10 Eylül 2011'de güncellendi]

KüçükBahçem'de durumlar iyi gidiyor. Hemen hemen hergün iftarlık biberimi alıyorum. Domatesler dalında yeşil daha, fakat arada tek tük de olsa bir öğünlük kızaranları topluyorum.

 Bunlar 23 Ağustos 2011 tarihinden

Bunlar 16 Ağustos 2011 tarihinden

Bunlar 13 Ağustos 2011 tarihinden

Bunlar 9 Ağustos 2011 tarihinden

Dün akşamki(03 Ağustos 2011) hasılatı görüyorsunuz yukarıda.




Altın çilekler de büyüdü, çiçeklendi yakında meyveye dururlar, biri iki tane var gibi hatta.


 Araya bir kök dolmalık biber karışmış; iyi de olmuş...


 
Bir de patlıcanım var ki kocaman.


KüçükBahçem'deki tüm bitkiler arasında en çalışkanı, en hızlısı süs kabağı herhalde diğer bir adıyla susak yani. Balıkçıların ampulleri gibi dizi dizi oldular, bir de her yere kol atıyorlar.





İşyerimdeki KüçükBahçem'izden de her gün salatalık ve biberlerimi alıyorum. Daha ne olsun, kendin yetiştir kendin ye.

Şimdilik KüçükBahçem'den haberler bu kadar. Aşağıda bahçenin panoramik bir fotoğrafı var.

O kadar da dikkat ettim halbuki ama yine de çok sık oldu. Aslında fazla fide de dikmedim ama sanırım verdiğim organik gübreler işe yaradı, bitkilerin hepsi coştu da coştu, KüçükBahçem'e sığmaz oldular, zaten hepi topu 9m2'lik bir alan. Boşuna KüçükBahçem demiyoruz...


Esenlikler dilerim.

Peppinolar ve Altın Çilekler de Göründü

Bu sene KüçükBahçem'de geleneksel domates-biber-patlıcan üçlüsünün yanı sıra değişik bir şeyler de deneyeyim diye Peppino ve Altın Çilek de dikmiştim. Takip edenler bilecektir; Altın Çilekleri marketten aldığım çileklerden birinden elde ettiğim tohumlardan kendim çimlendirmiştim. Peppinoları ise İstanbul'da Mısır Çarşısı'nın yanındaki tohumculardan fide olarak almıştım.

Şimdi bunlar KüçükBahçem'de büyüdüler ve hatta meyveye durdular.





Yukarıdakiler peppinolarım. Süs kabağı, domates ve patlıcanların arasında biraz gölgede kaldılar, bu nedenle gelişimleri biraz yavaş olsa da iki üç tane meyvesini görmüş olduk.

Aşağıdakiler de altın çileklerim. KüçükBahçem'dekilerin yanısıra yer kalmadığından birisini saksıya dikmiştim. Onda da meyveler var, inşallah yemek de nasip olur.

 

Meraklısı için henüz kızarmamış pembe domateslerim ve...

ve KüçükBahçem'in genel durumu.
 
Susaklar nasıl olmuş? KüçükBahçem'in üstünü aydınlatma ampulü gibi sardılar. Kaç tane olduğunu sayabilecek var mı?


Şimdilik haberler bu kadar, BabaMonk KüçükBahçem'den bildirdi...

Esen kalın...
.

KüçükBahçem'de 2011 Yılı İlk Hasatlarım


İşyerimdeki KüçükBahçem'izden iki üç günde bir adam başı 2-3 salatalık, 3-4 biber toplamamıza rağmen evimin önündeki KüçükBahçem'den ilk mahsülü almam biraz gecikti.


Bahçeme diktiğim pepino, domates, patlıcan, biber, altın çilek, su kabağı, patates, fasulye bitkileri büyüyorlar. Henüz kızarmasalar da bol bol domatesim var.

Geçen sene yere düşen sarımsı sırık domateslerin tohumlarından kendiliğinden çıkan bir domates bitkisi

Bu sene dalından koparıp taze taze tadına baktığım ilk ürün biber oldu.
Jalapeno biberlerim dalında

İlk hasatım bir kaç tane jalapeno ve sarı süs biberi (biberiye) oldu. Hepsi de acı. Hatta jalapenolar o kadar acı ki acı seven birisi olarak ben yiyemedim...

Bu sene de topladığım her ürünü tartıp kaydedeceğim. Geçtiğimiz sene ile kıyaslamak istiyorum.

Herkese bol hasatlar...

.



Sayfamdaki yazılar kaynak gösterilerek ve bu sayfanın adresi verilerek kullanılabilir.

Sayfamda bazı yazılarımda bahsetmiş olduğum yöntemler kendi öğrendiklerimi, denediklerimi paylaşmak amacıyla yazılmıştır. Yapılan denemelerin sonuçları da yine burada paylaşılmaktadır. Tarif edilenlerin yanlış/eksik uygulanması, yazı dizilerinin tamamının okunmaması, vb herhangi bir nedenden dolayı istenmeyen sonuçlar elde edilmesi, beklenen sonucun elde edilememesi ve/veya karşılaşılabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumlu tutulamayacağımı bilgilerinize sunarım.

Kaynak belirterek ya da belirtmeden kullandığım yazılarımdan dolayı herhangi bir rahatsızlık duyan, haksızlığa uğradığını düşünen beni haberdar ettiği zaman ilgili yazıyı yeniden gözden geçireceğimi, şikayetinde haklıysa yazıda gerekli düzeltmeyi ivedilikle yapacağımı taahhüt ederim.
-=(RaideR)=-

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | ReviewSilo - Reviews for e-Shopping